Hristiyanlık Tarihi

2 Eylül 2018 Pazar

Erken Kilise Tarihi

Hiç yorum yok :

Kutsal Kitap “Zaman tamamlanınca Tanrı Oğlunu yolladı” der. Tanrı tarihin her detayını öyle bir hazırlamıştır ki en doğru zamanda oğlunu yollamıştır.


Yeni Anlaşma döneminden önce başlayan Grek İmparatorluğu Mısır, Filistin hatta Hindistan’a kadar büyümüştü. Ama Grek İmparatoru Büyük İskender’in amacı sadece büyümek ve askeri olarak güçlenmek değildi. Aynı zamanda bütün dünyaya klasik Grek kültürünü yaymak istiyordu. Büyük İskender’in öğretmeni büyük filozoflardan biri olan Aristotel’di. Ancak Büyük İskender’in bilmediği bir şey vardı. Tanrı’da aynı şekilde Büyük İskender’in istediği gibi Grek kültürünün bütün dünyaya yayılmasını istiyordu. Böylece 2.yüzyıla kadar Grekçe bütün Akdeniz çevresinde ve hatta İran’a kadar konuşulan bir dil oldu.


İskender çok genç yaşta öldü ve o ölünce de imparatorluk çöktü. Grek İmparatorluğu yerine Roma İmparatorluğu geldi. Roma İmparatorluğu Grek İmparatorluğu gibi Akdeniz etrafına yayılmış büyük bir imparatorluk oldu. Tanrı Grek İmparatorluğu’nu kullandığı gibi Roma İmparatorluğu’nu da kullanmıştır.

Roma İmparatorluğu sınırları içinde -ki sınırları çok büyüktü- eğer Roma İmparatorluğu’na düşman değilseniz çok güvenli ve hızlı bir şekilde yolculuk yapabiliyordunuz. Yolları çok iyi,güvenli ve düzenliydi.


İşte Yeni Antlaşma dönemi başladığında bütün Akdeniz çevresinde ve İsrail’in etrafında tek bir dil kullanılıyordu ve rahatça yolculuk yapabilecek yollar vardı. Bu İsrail dışındaki dünyanın durumuydu.


Şimdi de İsrail’in durumuna bakalım:


İsa gelmeden önce Yahuda kokuşmuş ve çökmüş bir durumdaydı. Hirodes kukla bir kraldı. Rüşvet çok yaygındı. İdari yönetim çok bozuk olduğu gibi dini yapı da bozulmuştu. Tapınaktaki kahinlerin ve ibadetin durumu da iyi değildi. Romalılar bir nevi hem idari hem de dini yönetimi satın almışlardı. Bütün bu karışıklıklar içinde halk isyan etmek üzereydi.


İşte böyle bir durumda zaman tamamlanmıştı ve Tanrı Oğlu’nu gönderdi. Tanrı’nın sağlayışında zaman tam doğruydu.


70 yılında Kudüs’te çok büyük bir isyan çıktı ve bu isyanda tapınak yıkıldı. Havralarda doğan kilise özellikle de Kudüs’teki kilise imparatorluğun değişik yerlerine hatta dünyaya dağılmak zorunda kalmıştır.


300’lü yıllarda ise imparatorluk parçalanmaya başladığında imparator Konstantin başkenti İznik’ten İstanbul’a taşımıştır. Tabi ki bütün bu olaylar kiliseyi de çok etkilemiştir. Özellikle de Roma İmparatorluğu parçalandığında batıdaki kilise ile doğudaki kilise birbirinden kopmuştur. Batı Roma Katolik Kilisesi Roma episkoposu, Doğu Ortodoks Kilisesi ise İstanbul patrikliği etrafında toplanıyordu. Böylece yavaş yavaş doğudaki Ortodoks kilise ile batıdaki Katolik kilise birbirinden uzaklaşıp evrim geçirmeye başlamışlardır. Bu yüzden de iki kilise arasında büyük farklar oluşmuştur.

7-8.yüzyıla geldiğimizde ise Arabistan’da yeni bir akım olan Müslümanlık doğmaya başlamıştır. Türklerin Asya’dan Anadolu’ya gelirken İslamiyet’i kabul etmeleriyle özellikle doğu kilisesi İslamiyet’ten çok etkilenmiştir.

Aynı zamanda İslamiyet Avrupa’yı da birçok açıdan çok etkilemiştir. Ticaret yolları değişmiş, Akdeniz ticari merkez olmaktan çıkıp merkez Kuzey Avrupa’ya taşınmıştır. Avrupalılar yeni ticaret yolları ararken batıya ve güneye doğru hareket etmişlerdir. Bütün bunlara rağmen 1000’li yıllara geldiğimizde ise Rusya ve İskandinavya’da dahil olmak üzere bütün Avrupa Hıristiyanlaşmıştır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder